Screen Shot 2015-08-10 at 10.51.40

English >> GAIA Dergi kindly published my reflections on Our Common Future Under Climate Change Conference took place in Paris. GAIA is Turkey’s emerging monthly magazine on ecology & sustainable living as well as a civic platform to promote biodiversity & rights for all species. I hope to contribute with monthly articles. Full text is available here (only in Turkish): https://gaiadergi.com/iklim-bilimcilerden-paris-iklim-zirvesi-oncesi-onemli-mesajlar-var/

Turkish >> Hergun olum haberi alinan bir ulkede yasama dair seyler yapmaktan daha anlamli bir secenek yok sanirim… Olumun oldugu yerde daha ciddi ne olabilir ki diyor insan kendi kendine. Ama var iste. Yasam… Uzattim cok, sadede geleyim… Yakin zamanda 3. sayisi cikacak Gaia Dergi icin yazdim, internet sitesinde bugun yayinlanmis. Asagida yazidan bir alinti mevcut. Bence en kritik mesajlardan birisi hem uluslararasi hem de ulusal olcekte daha demokratik bir iklim politika yapım sürecinin gerekliliği.

Tam metin su adresten okunabilir: https://gaiadergi.com/iklim-bilimcilerden-paris-iklim-zirvesi-oncesi-onemli-mesajlar-var/

Konferans gündemi yalnızca iklim politikalarının teknik boyutları ile ilgili değildi. Çarpıcı bir biçimde adalet ve hakkaniyet vurguları yapılırken, iklim adaleti hareketinin diğer sosyal hareketleri ile bağlantılarının kurulmasının kritik öneminden bahsedildi. Bunu her anlamda teknokrat bir perspektifle politik niteliğinin dışına itilen (veya depolitize edilen) bir sürecin yeniden politikleştirilmesi olarak okumak yanlış olmayacaktır. Çoğulcu, daha dahil edici, daha demokratik bir iklim politika yapım sürecinin gerekliliğinden dem vurulan konferans koridorlarından ayrılırken COP21’e doğru Kopenhag’da 2009 yılında yaşanan başarısız süreçten bambaşka bir zeminde olduğumuza dair görüşler çoğunlukta idi.”

[…]

“Science Magazine” dergisinin editörü son yazılarından birisinde “İlahi Komedya” adlı eserinde cehennemi işledikleri günahlara göre insanların cezalandırıldığı 9 ayrı kazan bulunan bir yer şeklinde tasavvur eden Dante’ye şu soruyu yöneltmiş: “Acaba Dante ekonomik büyüme adına, fosil yakıtları giderek artan miktarlarda tüketerek çevreyi mahvettiğimiz; dünyamızın ve çocuklarımızın geleceğinden çaldığımız için bizleri, yani insanoğlunu cehennemin hangi kazanına koymayı layık görürdü?” Evet, geleceğinden çaldığımız çocuklara olduğu kadar, hayatlarından çaldığımız dünyanın pek çok farklı yerinden pek çok sosyal kesime karşı sorumluyuz. Üstelik bu sorumluluğun vebalini değil diğer tarafta, bu dünyada ödeyeceğiz/ödemekteyiz. Gözlemlenen olumsuz etkiler, maddi ve manevi kayıplar ortada. Bu çerçevede devletten STK’lara; özel sektör temsilcilerinden sendikalara; bağımsız inisiyatiflerden siyasi parti kollarına hemen tüm aktörlere düşen görevler var ve harekete geçmek için zaman kalmadı. Cehennemi dünyamızda (hem de hiç adil olmayan bir şekilde) yaratmadan önce hiçbir şey yapmadan beklemek bir seçenek değil artık.”